
Cumhuriyet Halk Partisi’nin başı, bir kez daha yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla dertte. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ile yolsuzluk ve terör başlıkları altında ilerleyen soruşturmalar, gündemin ana maddesi. Gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu ve 89 kişinin Emniyet’teki sorgulamaları halen sürüyor.
Tarihin bir cilvesi ise bundan 32 yıl önce de kapatılan CHP’nin yerine kurulan Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin elinde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yine döneminin devasa bir yolsuzluğuyla anılmasıydı.
1989 YEREL SEÇİM BAŞARISININ ARDINDAN
12 Eylül 1980 darbesinin ardından merhum Turgut Özal liderliğinde kurulan Anavatan Partisi, 90’lı yılların sonlarına kadar hem Meclis hem de yerel yönetimlerde başarı göstermişti.
Ancak zaman içinde halk desteğinde gerileme yaşayan ANAP, ilk büyük yenilgisini ise 1989 mahalli seçimlerinde almıştı. Darbe yönetimi tarafından diğer partilerle birlikte kapatılan CHP’nin yerine, siyasi yasaklı olmayan CHP’liler tarafından kurulan, İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’nün genel başkanlığını üstlendiği Sosyaldemokrat Halkçı Parti, yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmişti. Nurettin Sözen de İstanbul Büyükşehir Başkanlığı’na seçilmişti.
İSTANBUL’DAN PİS KOKULAR GELMEYE BAŞLIYOR
SHP’li belediyenin göreve başlamasından kısa bir süre sonra ise İstanbul’dan yolsuzluk içerikli önce söylentiler, sonra da irili ufaklı açıklamalar ortaya çıkmaya başlamıştı. Kapatılan CHP’ye mensup isimlerden oluşan belediyedeki siyasi ve bürokratik kadrodan pek çok kişinin adı, usulsüz ve yolsuz işlemlerde geçmekteydi.
Seçimlerde yüzde 9 oy alan merhum Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Refah Partisi mensubu Belediye Meclis Üyeleri, ilk günden itibaren etkin bir muhalefet stratejisiyle SHP’li yönetimin yolsuzluklarına ilişkin belgeler ortaya koymaya başlamışlardı. Sabah, Hürriyet, Milliyet gibi dönemin kartel medyası ile her koşulda SHP’yi destekleyen Cumhuriyet gazetesi ise uzun süre bu yolsuzluk ve usulsüzlükleri görmezden gelmişlerdi.
İSKİ PATLAYINCA…
Ancak İstanbul ve Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) merkezli patlayan büyük skandal, üstü örtülecek gibi olmadığını kısa sürede gösterecekti. Başkan Nurettin Sözen’in eski arkadaşı Ergun Göknel’in genel müdürlüğünü yürüttüğü İSKİ’de kaynaklar, -hem de İstanbul tarihinin en susuz dönemini yaşarken- içme ve atık suyu ihaleleri yoluyla SHP’li isimlere kurdurulan paravan şirketlere yönlendirilmekteydi.
Olayların kamuoyuna yansımasının ardından başlayan soruşturma kapsamında sanıklar ilk olarak 25 Ekim 1993 tarihinde hâkim karşısına çıkmıştı. İçme suyunun temizlenmesinde kullanılan klor alımında birim bedel astronomik artırmalara konu olmuştu. İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in hesaplarına el konulurken, İsviçre’deki bir bankaya yoğun dolar ve mark transferi olduğu belirlenmişti. Yargılama sonunda Ergun Göknel, beş yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Dosyada başka bazı SHP’li üst düzey siyasetçi ve bürokrat da yer almış ancak bu isimler beraat etmişti.
ANAP: SHP GENEL MERKEZİNİN ROLÜ VAR
İSKİ skandalı, Ergun Göknel’in hapsiyle sonuçlansa da muhalefet partileri düzgün bir yargılama yapılmadığı, sadece İSKİ Genel Müdürü’nün ceza almasının yeterli olmadığını, büyük yolsuzlukta SHP Genel Merkez yönetiminin de rolü bulunduğunu savunmaktaydı. ANAP İstanbul Milletvekilleri Naci Ekşi ve Sabri Öztürk, SHP’nin önde gelen isimlerinin yolsuzluktaki rollerinin ortaya çıkartılması için bir Araştırma Önergesi vermişti. Önergede şu ifadeler yer almaktaydı:
İSKİ’DEN DELEGELERE RÜŞVET, SİYASİLERE MAAŞ
“Uzun zamandan beri kamuoyunu çeşitli yönleriyle ciddî boyutlarda meşgul eden İSKİ yolsuzluğunda, İSKİ Genel Müdürü hakkında adlî kavuşturma açılmış olmasının yanında, üzerinde durulması ve ciddî bir araştırmaya tabi olması gereken başka hususlar da bulunmaktadır. Zira, olaya adı karışan siyasilere İSKİ’den 150 milyon lira aylık ödendiği, SHP kongrelerinde delegelere rüşvet verildiği iddiaları vardır. Diğer taraftan, İSKİ Yönetim Kurulu Başkanı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in, hadiselerin bilgisi dışında olduğu yolunda beyanları vardır. Ancak, gerek iç ve gerekse dış finans kuruluşlarından sağlanan kredilerin kendisinin başkanı olduğu yönetim kurulundan geçmemesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bu olaylardan yönetim kurulu ve başkanı habersiz olamaz.
SHP; BAKANIYLA, İL BAŞKANIYLA YOLSUZLUĞUN İÇİNDEDİR
SHP üst yönetimi ve bazı bakanlar ile Nurettin Sözen, maalesef SHP’nin masumiyetini bozmuştur. Hadise ve basında yer alan haber, itiraf ve iddialar göstermektedir ki SHP; Bakanıyla, İl Başkanıyla, Büyükşehir Belediye Başkanıyla, delegeleriyle İSKİ yolsuzluğunun içindedir. Hatta, bir yıl önce İSKİ’yle ilgili hazırlanmış ve 1 milyar liralık yolsuzluğu belgeleyen bir rapor, Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen tarafından işleme konulmamıştır.
Oysa hadisenin İSKİ, belediye, işadamları, müteahhitler, bankalar, yurt dışı finans kuruluşları, Hazine ve SHP’li bakanlar ile il başkanı ve delegelerine yapıldığı söylenen ödemeler çerçevesinde siyasî boyutları da ortaya çıkartmak gerekmektedir. Kamuoyu; büyükşehir ve ilçe belediyelerindeki savurganlık, partizanlık, yolsuzluk ve rüşvet olayları ile suçluların ortaya çıkartılmasını Yüce Meclis’ten beklemektedir. Bu değerlendirmeler çerçevesinde, İstanbul belediyeleriyle ilgili olarak, Anayasanın 98’inci ve İçtüzüğün 102 ve 103’üncü maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.”
DEMİREL VE İNÖNÜ, ARAŞTIRMAYA İZİN VERMEDİ
Ne var ki, ANAP’ın hazırladığı ve Refah Partisi’nin de desteklediği Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin muhalefet önerisi, DYP-SHP Koalisyon Hükümeti’nin Başbakanı Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’nün gruplarına verdikleri talimat doğrultusunda, iki partinin milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti.
Ancak SHP’li belediyelerin İstanbul merkez olmak üzere daha birçok ildeki yolsuzluk olaylarıyla anılması, partinin kısa sürede desteğinin düşmesine yol açmıştı. Bu siyasi eğilimlerin değişimi doğrultusunda da 1994 yılında yapılan mahalli seçimlerde, Refah Partisi ülke çapında büyük bir başarı göstermiş, çok sayıda belediyeyi SHP’nin elinden almıştı. Refah Partisi’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmişti.